O zamanlar son model teknolojiyle üretilmiş bilgisayarlar, telefonlar yoktu. İnsanların evlerinde, pikaplarda çalan Ajda Pekkan plakları, dantelli masaların üzerinde Hayat dergisinin prensleri duruyordu. Televizyon ekranlarında çocukların Barış Manço’su, Hababam’ın Kemal Sunal’ı vardı.
70’ler, 80’ler ve 90’lar, insanların yeni icatlarla tanıştığı, sosyal hayatlarını etkilemeye başlayarak kendi kültürünü oluşturduğu yıllardı. Televizyonlarda Perihan Abla, Bizimkiler, Süper Baba, Hatırla Sevgili ve daha nice diziler oynuyordu.
80’ler ve 90’lar gençliğinin vazgeçemediği bu dergiler hayatımızda büyük bir yer kaplıyordu.
Bir zamanlar sinema yapımcıları, oyuncularını ‘Ses’ dergisine gelen başvurulardan arardı. Ses dergisi, dönemin sanat, sinema, moda ve müzik dünyasından haberlere yer veriyordu. Dergiye fotoğraflarını gönderen güzeller, İstanbul’daki deneme çekimlerine gelir, oyuncular buradan seçilirdi.
Hepimizin beyaz perdeden tanıdığı Yeşilçam’a damga vurmuş çoğu isme bu dergi öncü oldu. Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, Tarık Akan, Ajda Pekkan, Kadir İnanır gibi isimlerin hepsi, Ses dergisinde yapılan yarışmalardan başarı elde ederek bu günlere geldi.
Yüksek tirajı ile bir döneme damga vuran ‘Hayat’ dergisi , içerik açısından getirdiği yeniliklerle, Türkiye basın tarihi açısından bir dönüm noktası oldu. Renkli kapakları ve derginin ortasında yayımlanan tam sayfa resimleri ile büyük ilgi uyandırdı.
80’lerin havalı gençliğine hitap eden Onyedi ve Gençlik dergileri ise, magazin, müzik, tarih ve kültürel gelişmeleri ele alıyordu. 80’ler ve 90’ların genç nesli bu dergiyi elinden düşürmezdi.
İnsanlar 80’lerde daha yeni yeni TV’ye alışmışken, dizi kültürüyle de tanışmış oldu. Perran Kutman’ı TV tarihinin unutulmazları arasına sokan Perihan Abla, 1990’lı yılların en çok izlenen dizilerinden biriydi.
Tam 14 yıl boyunca ekranda kalan Bizimkiler dizisi döneme damgasını vurmuştu. Bunun yanında Hababam Sınıfı, İkinci Bahar, Bir İstanbul Masalı, Şehnaz Tango, Baba Evi, Yılan Hikayesi ve daha birçok dizi gönüllerde taht kurdu.
Tabii Türk Sineması’nın altın değerindeki Yeşilçam filmlerini de unutmadık. Özellikle konuları ve cüretkâr sahneleri ile 70’ler, 80’ler ve 90’lı zamanlardan pek çok yapıt arşivlerde yerini aldı.
Türk Sineması 70’lerde altın çağını yaşarken, siyasi ve politik gelişmeler 80’lerde bir çöküşe sebep oldu. 12 Eylül Darbesi bu duraksama döneminin başlıca sebebiydi.
Dönemin Yeşilçam filmlerinde zengin kız – fakir oğlan, mutlu sonla biten ihtiraslı aşk hikayeleri, mahallelinin sorunları, muhtar – halk ilişkisi, melodram ve aile hayatı hesaplaşmaları üzerine kurulu konular işleniyordu.
90’lara gelindiğinde ise eski tarzını geride bırakan, haksızlıklara ve hayata karşı bir mücadele, traji komik aile hikayeleri, kimi zaman erotik, kimi zaman gündelik yaşamı konu alan sinema anlayışını görüyoruz.
80’li yılların iki dev ismi olan Banu Alkan ve Serpil Çakmaklı’nın başrol paylaştığı “Bu İkiliye Dikkat” filmi, Yeşilçam’ın kült filmlerinden biriydi.
Kemal Sunal’ın son filmi Propaganda, Okan Bayülgen’in unutulmaz filmi Ağır Roman, Derviş Azim’in Oscarlık performans sergilediği Tabutta Rövaşata, Türk Sineması’nın dönüş filmi olarak kabul edilen Şener Şen’in Eşkıya’sı ve saymakla bitiremeyeceğimiz niceleri.
Kadir İnanır’ı, Ahu Tuba’sı, öptürmeyen Türkan’ı, Tatlıses’in Avşar’ı, Cüneyt Arkın’ı, Adile Naşit’iyle hiç unutulmadı bu yapıtlar.
70’li yıllarda ortaya çıkan Anadolu Pop ve rock müzik tarzı, tüm Türkiye’yi kasıp kavurmuştu. Erkin Koray, Cem Karaca, Barış Manço desek yeterli olur bu dönemi anlatmaya.
Pikaplara takılan o plaklardan çıkan çızırtılı sesler nasıl güzeldi… Büyük plaklardan Ajda Pekkan’ın sesi yükselir, pikaplar döner dururdu.
80’ler ise Türk Pop Müziği adına bir devri açan 10 yıllık bir dönemi kapsıyor. Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses ve İbrahim Tatlıses Arabesk müziğin üstadıydılar. Milyonlarca insan bu sanatçılara hayranlık beslemeye başlamıştı.
90’lara gelindiğinde radyolarda ‘Kıl oldum abi’ diye bir şarkı çalıyordu. Bu şarkıyı söyleyen adam, döneme damgasını vuran Tarkan’dan başkası değildi. Türk halkı, arabesk tarzı geride bırakarak pop müziği sevdiren bu sanatçıları çok sevdi.
Sezen Aksu’nun Yıldız Tilbe’nin şarkıları pop müziği zirveye taşıdı. Ah o besteler, o müzikler, o sesler şimdi nerede? Eski kasetlerin, büyük plakların tok sesleri, çaldığı enstrümanlar yerini CD’lere, teyplere bıraktı.
Zaman zaman siyaset ve politikanın engeline takılan bu yapıtlar bazen yayından alındı, bazen sansürlendi, bazen de RTÜK’ün engellerine takıldı. İşlenen gündelik konular ve erotizm bu kısıtlamalara uğrayan başlıca konulardı.
12 Eylül’ün darbeci anlayışı, dönemin gelişmesinin önüne geçerek Türk televizyon ve radyolarını bir çıkmaza sürükledi. Hassas konular ve açık sahnelerde zamanla düzenlemeye gidildi.
Gönüllerde taht kuran bu sanatçıların kimini kaybettik, kimisi hala yaşıyor. Günümüzde bir eskiye dönüş söz konusu. 90’ların,80’lerin yapıtları tekrar çekime alınarak, birçok nostaljik ürün günümüze uyarlanıyor. Müzikte, sanatta, sinemada ve hatta moda da bile 80 ve 90’lı yılların izlerini görmek mümkün.
Konuya henüz yorum yapılmadı.